13 Mart 2012 Salı

Runtalya 2012 - İlk Maraton

Üzerimdeki fazla kiloları atmak için başladığım koşu macerasının maraton ile biteceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Maratonun kaç kilometre olduğunu bile bilmiyordum. Şimdi ise bunlar olalı daha 365 gün bile dolmadan ilk maratonumu bitirmenin heyecanını yaşıyorum.

Programa hastalıklar ve son yılların en etkili kışı denk gelince çok aksamalar oldu. Neredeyse uzun koşuların yarısını yapamadım ve 2-3 haftada komple programı bırakmak zorunda kaldım. Bunlardan dolayı daha Antalya yolculuğu başlamadan 6 pace hedefinini bırakıp bir şekilde yarışı bitirmeyi hedefledim ama düşündükçe 42 km 195 metre gözümde büyüyordu. 26 km’den sonrası tam bir kapalı kutu olduğundan başıma neler gelebileceğini hayal bile edemedim.

İlk olarak yarı maratona çevirmeyi düşündüm ama sonra özel hayatımda olan değişiklikleri göz önüne alınca bunun benim için ilk ve tek maraton koşma fırsatı olabileceğini ve bir daha zaten hiç bir şekilde tam bir maraton programı takip edememe ihtimalini de göz önüne alınca maratonu koşmaya karar verdim. Taktiğim bitme noktasına gelince yarı yürüyüş yarı koşu maratonu tamamlamaktı.

Antalya’ya vardığımda çok güzel bir hava vardı. Otele yerleşip Lara’daki alışveriş merkezinden numara, çip ve promosyon malzemeleri aldım ardından şehirde bir tur atıp akşamı otelde geçirdim. Sabah erken kalkıp yürüyerek yarış alanına gittim. İnanılmaz bir rüzgar vardı parkın orada ama şehrin içinden gideceğimiz için yarışı engellemeyeceğini düşündüm. (Yarış güzergahını bilmemenin dezavantajı). 


Başlangıç noktasında gayet güzel bir organizasyon vardı. Üstümü değiştirtikten sonra emanetleri bıraktım ve start noktasında ısınmaya başladım. Pace gruplarının oluşturulmadığını gördüğümde hem şaşırdım hem de biraz telaş yaptım. Benim gibi acemiler için çok önemli bir ayrıntıydı bu.

Kalabalık bir şekilde başladık ve gayet rahattım. Start öncesi heyecan bir anda yokoldu. 10km ve Yarı maraton koşanlara takılmadan kendi hızımı korumaya çalıştım. Ardından 10km’ciler dönüş yaptı ve sonra da yarı maraton koşanlar ve o noktadan sonra koşu ile başbaşa kaldım. Yurt dışında koşup ve orada yarışlara katılım sayısının çok fazla oluşunun ne kadar güzel olduğunu anlatanları daha iyi anladım. 21km dönüş yaptığımda artık yalnızdım ve yarıştan çok kendi kendime koşuyor gibiydim.

Antalya – Lara arası rüzgar çok kuvvetliydi. Deneyimli koşucuları bile epey zorladı. Bizim gibi acemiler ise ayakta durma mücadelesi verdi. 27. km’deki yokuşa çıktığımda artık bitirebileceğime epey inandım ama yürüme taktiğinin olmayacağınıda fark ettim. Bir su noktasında yürümeye başladıktan sonra tekrar koşamadım. O an anladım ki ya hep durmadan koşacaktım ya da yarışı bırakacaktım.


Son 5 km girdiğimde artık epey yıpranmıştım. Yollarda yaya trafiğine açıldığından koştuğum yönede epey dikkatli bakmam gerekiyordu. Sonlarda artık madalyalarını alıp dönüş yolunda olanlar epey motive ettiler beni. Finish noktasını geçtğimde ise bende daha mutlusu yoktu. Artık yürüyecek halim yoktu ve kendimi çimenlerin üzerine attım. Zaman 4:40:50

Runtalya 2012 üzerine notlar: 
  • Bitiş noktası ile organizasyon yapılan yer arasında epey fark vardı. Yarış bittikten sonra emaneti  almaya gidemedim. Su veren bile yoktu neredeyse. 
  • Bir gün önce yarışa gelenler için Lara'dan yarış malzemelerini almak tam bir işkence. Bir önceki sene havaalanından da alınabildiğini gördüm. Buna devam edilmeli. 
  • Pace maker koyarlarsa benim gibi acemiler için daha iyi dereceler gelebileceğini düşünüyorum.
  • Güzergah çok güzeldi. Bazı yerlerde öyle bir manzara vardı ki koşmayı unuttup hayal kurmaya başladım bir ara. 
  • İstasyonda çalışan arkadaşlarda çok pozitiflerdi. Onlarada teşekkür ederim. 
İstanbula döndüğümde merdiven çıkamaz haldeydim. İki gün sonra normal yürümeye başladım ama şu anda bir hafta geçti ve iki de bir yarış takvimi sitesine girip kendime yarış bakıyorum.